FELSEFE
Metin Bobaroğlu
Platon’dan günümüze insanı felsefe yapmaya yönelten şey, onun kendisini bir aradurum içerisinde görmüş olmasıdır. İnsan kendisini çevreleyen doğa ile kendisini aşan sonsuzluk (Tanrı) arasında kalmıştır. İnsanın bu arada kalmışlığı, Platonve Aristoteles’ten beri hep bir şaşkınlık ve merak konusu olmuştur. Bu merak, nesne, olgu, olay ve evren bilmecesi karşısında olduğu kadar, insanın kendi iç dünyası için de duyulmuştur. Felsefe tarihini oluşturan olumlu olumsuz tüm çözüm denemeleri, hep bu arada kalmışlığı kavramaya yöneliktir. Bu temel durumdan hareketle pek çok felsefi sav ileri sürülmüş ve çeşitli düşünce disiplinleri oluşmuştur.Felsefe, insan kültürünün kökenlerinde yer alan ve onunla birlikte ortaya çıkmış bir olgu ya dagörüngü (fenomen) değildir. Oldukça geç dönemlerde ortaya çıkmış ve insan kültürüne sonradan katılmıştır.
Bir başka deyişle felsefe; insan kültürünün belli bir aşamasında, insanın kendisini, evreni, içinde yaşadığı çevreyi bilmek ve anlamak için duyduğugereksinimi karşılamak üzere başvurulan bir düşünme ve yansıma (refleksiyon) olarak ortaya çıkmıştır. Varolanların varlığı, anlamı ve nedeni üzerine sorularla başlamış, önceleri dinin ve söylencelerin (mitos) yanıtladığı bu sorular, eleştirel bir düşünce ve gözlemin konusu yapılınca felsefe doğmuştur.
Felsefe sözcüğü Grekçe kökenlidir ve asıl anlamlarını günlük (pratik) yaşamda bulan iki sözcükten oluşur.· Sophia, her şeyden önce beceri, yapabilme gücü ve zekâ anlamlarına gelir. Onun taşıdığı bilmeve bilgelik anlamları ikincildir. Greklerin “Sophos”dan ilk anladıkları şey beceri ve iktidar sahibi kişidir. Sophist öncelikle yaşam deneyimi olan yetkin kişi demektir ve giderek bilge kişi anlamını da kazanmıştır.
· Philos ise, dost, arkadaş, seven demektir.· Birleşik olarak da Philosoph(filo-zof), öncelikle deneyimli olmaya istekli, sonra da (yapabilmek için) bilmeye sevgi ve ilgi duyan kişidir.· Düşünce hareketi eş deyişle Felsefe “Philo-Sophia”, günümüzde Bilgi severlik, Bilgelik sevgisi veBilgi dostluğu olarak da kullanılmaktadır.
Türk İslam Ansiklopedisi
Grekçe “sevgi” anlamına gelen fila ile “hikmet” anlamına gelen sofiadan oluşan ve “hikmet sevgisi” demek olan filasofia kelimesi Arapça’ya felsefe şeklinde geçmiştir. Milâttan önce VII. yüzyıla kadar, varlığın ilkeleri üzerinde düşünen ve varlık hakkında genel bir teori ortaya koyanlara “hakîm” anlamında sofos (bilge) denmekte iken, anlatıldığına göre ilk defa Pisagor insana sofos denemeyeceğini, çünkü gerçekte sofosun Allah olduğunu ileri sürmüş, insanın ise ancak fila-sofos olacağını söylemiştir. O dönemden sonra varlığı daha derinden kavrayıp tutarlı bir şekilde yorumlayanlara filasofos (hikmeti seven) denmiş ve bu kelime Arapça’ya feylesûf (çoğulu felâsife) olarak geçmiştir. Tarihte bu unvanla anılan ilk düşünürün ise Thales olduğu bilinmektedir.